Neden Bir Türlü Mutlu Olamıyorum? (Kronik Mutsuzluk Problemi)

Sürekli mutsuz hissetmenin 10 önemli nedeni nedir?

Mutsuzluk ve depresif ruh hali bazı kişiler için kader gibidir. 

Sürekli bir gölge olarak kendini hissettirir. 

Belki sen de bu kişilerden birisin.

Bu konu seni oldukça rahatsız ediyor.

Belki depresyonda değilsin, mutsuzsun.

Hayat kalitende bazı şeylerin daha iyi olabileceğini hissediyorsun.

Memnun olmadığın noktalar var ama bu konular için neler yapabileceğini bilmiyorsun.

Bazen de aslında şükredebileceğin bir yaşamının olmasına rağmen neden mutlu ve tatmin olamadığını düşünüyor olabilirsin.

 

1. Bilinç Dışı Negatif İnançlar

Mutsuzluk hissinin ilk önemli nedeni; işlenmemiş bilinç dışı konulardır.

Yaşadığın belli negatif deneyimlerle, travmalarla birlikte kendini değersiz, güvensiz, yetersiz, sevilmeyecek ve kusurlu birisi olarak görmeye başlayabilirsin.

Bilinç dışı düzeyde bazı inançlar gelişmeye başlar.

Bunlar da senin iç sesin olmaya başlar ve hayata bu şekilde bakarsın.

Gündelik hayatında geçmişteki belli travmalar tetiklendikçe, bunları hatırlatacak belli durumlar oldukça üzerine bir gölge çöktüğünü hissedersin.

Özellikle çocukluk çağında yaşadığın belli olaylar sana daha önemli etkilerde bulunur. Bu olayları da genelde bastırdığın, pek hatırlayamadığın için bilinç dışında seni etkilemeye devam eder.

Mutsuzluğa neden olan bir diğer bilinç dışı inanç, “Ben mutluluğu hak etmiyorum.” düşüncesidir.

Bu tür bir içsel inanca sahipsen o zaman sana iyi gelebilecek şeyleri pek yapmak istemezsin.

Ya da bir şekilde çabalayıp yapıyor olsan bile bundan zevk almaya ve tatmin duymaya izin vermezsin.

Çünkü aslında kendi kendini bir nevi sabote ediyorsun.

Belki daha az uyursun, beslenmene yeterince dikkat etmeyebilirsin.

Senin için iyi olacak şeyleri yapmada kendini bir adım geride tutarsın.

Günün sonunda da bu durum mutsuz hissetmene neden olur.

 

2. Kurban Psikolojisi

Sürekli mutsuzluk halinin 2. önemli nedeni de; kurban psikolojisidir.

Bazı kişiler sürekli yakınma modundadır.

Hatta bu kişilerin epey yaygın olduğunu çevrende gözlemlemiş olabilirsin. 

Kurban, mağdur psikolojisi ile birlikte bu kişilerin içsel sesi bir nevi şöyledir:

Ben mutsuzsam, üzgünsem, kaygılıysam bunun nedeni başkasıdır ya da şartlarım, benim dışımdaki durumlardır. 

Kaderim, kendi ailem yüzünden ben böyleyim. 

Onlar yüzünden ben bir türlü mutlu olamıyorum. 

Gerginim. 

Şanssızım.

Ya da bir başkasını başarısını, mutluluğunu görünce;

“O daha şanslı o yüzden böyle ama ben değilim.” gibi belli duyguları beraberinde getirir.

İçten içe eksik, yetersiz de hissettirir.

Bunları çözümleme konusunda da kişi kendini çaresiz hisseder çünkü “Bunları ben yapamam, beceremem, bu sorumlulukların üstesinden gelemem.” gibi içsel inanışla da birleştiğinde kurban, mağdur psikolojisi genel ruh halini önemli oranda olumsuz şekilde etkiler.

Kurban psikolojisinde olan kişiler aslında pek şükretmezler. 

Sahip oldukları pozitif özellikler, güçlü yanlar, hayatlarındaki önemli kaynaklar onlar için o kadar da önemli değil gibidir.

Sürekli negatif bakarlar, karamsardırlar.

Pozitif noktaları görmede zorlanırlar.

 

3. Pasif Yaşam

Sürekli mutsuzluk halinin en önemli nedenlerinden biri de; pasif yaşamdır.

Hareket etmek, aktif olmak fizyolojik bir ihtiyaçtır.

Pasif yaşamla birlikte gelen hareketsizlik mutsuzluk hissinin önemli bir nedenidir.

Belli alışkanlıklarla birlikte hareketsizlik başlı başına daha iyi hissetmeni sağlayacak hormonların da yeterince üretilmemesine neden oluyor.

Böyle bir yaşam içinde renk eksikliği vardır.

Sana iyi gelebilecek deneyimler içine pek girmezsin.

Daha izole bir yaşam sürersin.

O zaman da renk eksikliğiyle senin mutlu ve keyifli hissetmeni de kısıtlar.

Pasif bir yaşamla birlikte eylem yerine daha çok düşünmeyi tercih edersin.

Daha çok düşüncelere dalmak şeklinde bir hayat stilin vardır.

Başarılı, yeterli hissettirecek, hayatını daha kaliteli hale getirecek şeyleri de yapamaz olman yorucu olur.

Bunlarla birlikte erteleme de beraberinde gelebilir. 

Pasif yaşamda erteleme de önemli bir noktadır. 

Bir şeyleri erteledikçe seni iyi, yeterli, güçlü, mutlu hissettirecek şeyleri de yapamaz olursun.

Günün sonunda da kendini eleştirmeye başlayabilirsin, kurban psikolojisi devreye girebilir.

Bilinç dışındaki belli negatif düşüncelerin de tetiklenebilir.

Daha genel olarak pasif yaşam diğer mutsuzluk nedenleriyle ilişki kurabiliyor.

 

4. Dopamin Bağımlılığı

Sürekli mutsuzluk halinin önemli nedenlerinden biri de; dopamin bağımlılığıdır.

Dopamine senin iyi hissetmeni sağlayacak bir hormon diyebiliriz.

Dopamin özellikle uyaranların zengin olduğu, hızlı bir şekilde değiştiği durumlarda ön plana gelir.

Eğer ki güncel hayatında sakin, dingin faaliyetler yerine sürekli özellikle sosyal medya gibi dijital alanlara çok fazla zaman geçirmek, alkol-madde kullanımı, yemek yemek gibi hızlı tatmin sağlayacak hazlar peşinde koşuyorsan anlık iyi hissedersin.

O haz kesildiğinde kendini yine kötü hissetmeye başlarsın.

Bir noktadan sonra belki uzun vadeli hedeflerin için yapabileceğin, sıkıcı olabilecek  tarzdaki faaliyetler de ekstra sıkıcı hale gelir. 

Örneğin gün boyunca her boş anında dizi izliyorsan bir kitabı açıp okumak ya da sana iyi gelecek şeyleri öğrenmeye çabalamak da pek eğlenceli olmaz.

Beynin uyaran bombardımanına çok alışmıştır.

Bir nevi dopamin bağımlısı olmuştur.

O yüzden de birçok öğrenci bilgisayar oyunlarıyla çok fazla haşır neşir olunca disiplinli şekilde ders çalışmak ekstra sıkıcı hale geldiği için uzun vadede başarısızlığa neden olabiliyor. 

 

5. Özşefkat Eksikliği

Kronik mutsuzluk halinin önemli nedenlerinden biri de; özşefkat eksikliğidir.

Diğer maddelerle de bağlantılı ama bu başlı başına çok önemli bir konu; kendine karşı hoşgörüsüz olmak…

Belli hataların, kusurların olduğunda, belli konular eksik kaldığında, yoksun hissettiğinde kendine hemen yükleniyorsan, değersizleştiriyorsan, kendine haksızlık yapıyorsan burada bir sıkıntı vardır.

Sürekli kendi içindeki negatif seslerle birlikte modunu, enerjini aşağı çekiyorsun.

Bir başkasına bu şekilde eleştirel, aşağılayıcı yaklaşmıyorken kendini değersizleştirmen  mutsuz olmanı sağlar.

Kimse mükemmel değil ve sende de bir şekilde eksik görebileceğin noktalar illa ki çıkacaktır.

Ama bu eksik olduğun noktaları bir gelişim fırsatı olarak görüp, bu konularda belli hedefler koymak yerine mükemmeliyetçilikle birlikte kendine saygı, değer konusunda kendini aşağıya çekmen toksik bir ortam yaratır.

Kendine yönelik sevgine de balta vurur.

Bu şartlar altında da mutlu hissetmek çok zor olur.

Özşefkat eksikliğinde kendi güçlü yönlerini önemsizleştirme de bir etkidir.

Kendine hoşgörülü, sevecen yaklaşmadığın için kendindeki güçlü noktaları da o kadar önemli görmezsin. 

O zaman yine bu da kendine olan saygını azaltır.

 

6. Duygulara Negatif Bakış Açısı

Sürekli mutsuzluk halinin önemli nedenlerinden biri de; duygulara olumsuz bakış açısıdır.

Daha önce birçok yazımda anlattığım gibi öfke, üzüntü, kaygı gibi konular her ne kadar negatif olarak adlandırılan duygular olsa da bizim için çok kıymetli olan ve karşılanmayan ihtiyaçlarımız konusunda bize işaret veren, motive eden duygulardır.

Konu başlığımız Sürekli Mutsuzluğun Nedenleri ama bunu şöyle düşünme; 

“Bu nedenleri anladığımızda sürekli mutlu hissedeceğiniz, sürekli modumuz yukarıda olacak.”

Kaygı, öfke, üzüntü gibi belli duyguları tabii ki yaşayacaksın.

Bu duyguların mesajlarını alıp gerekenleri yaptığında yerlerini mutluluk ve dinginlik haline bırakacaktır.

Şunu da söyleyebilirim; 

Bu duyguları hissederken de mutlu hissedebilirsin.

Kendini genel anlamda dingin, kendine saygılı, şefkat duyan, diğer insanlara karşı anlayışlı olup aynı zamanda üzüntülü, kızgın, kaygılı olabilirsin.

Bu duygular sana gerçeklikle temas halinde belli işaretler veriyor.

Sen bu işaretleri alıp buna göre hareket ediyorsan sıkıntı yok.

Amaç da sürekli iyi hissetmek değil.

Ama alt tarafta özşefkatle birlikte dinginlik hali önemlidir.

Negatif duygulara geldiğinde bunlara bir misafir gibi yaklaşmak ve iyi davranmak lazım.

Bunu nasıl yapabileceğin konusu çok geniş bir konu.

Hatta seninle paylaştığım her içerik bunun için bir yol haritası çizmek için aslında.

 

7. İlişki Sorunları

Sürekli mutsuzluk halinin önemli nedenlerinden biri de; ilişki sorunlarıdır.

Sonuçta insanlar sosyal canlılardır ve ilişki kurmak, bağ kurmak en temel ihtiyaçlarımızdandır.

Dolayısıyla özellikle yakın ilişkilerinde sorunlar yaşıyorsan bu sorunlar hayatının diğer alanlarına bir gölge gibi yansıyacaktır.

Özellikle de kişilik özelliklerinde ve geçmişten getirdiğin bilinç dışı programlarında kontrolcü bir tarafın varsa ve uyum sağlamakta zorlanıyorsan ilişki sorunları ekstra rahatsız edici olur.

Çünkü karşındaki kişiyi beklentine uygun şekilde kontrol edip yönlendiremezsin.

Etki etmek ile kabul etmek arasında iyi bir denge kurmak gerekiyor.

Partnerinle bir araya her gelişinde ya da onu her düşündüğünde ruh halinde olumsuz olarak bir dalgalanma, huzursuzluk hissi ortaya çıkabilir.

 

8. Başkalarına Göre Yaşamak

Sürekli mutsuzluk halinin önemli nedenlerinden biri de; başkalarına göre yaşamaktır.

Başkalarına göre yaşadığında kendin olamıyor, bir nevi bir başkasının hayatını yaşıyorsun.

Onları memnun etmek, iyi hissettirmek, onlara şirin görünmek, onaylarını almak, takdir görmek ya da onların verdiği değeri kazanmak kendini değerli hissetmenin bir yoluysa işin zor.

Uzun vadede kendin olamadığın için duygularını görmezden geliyor olabilirsin.

Bu da içten içe sana huzursuzluk verir.

Çünkü duygular sana karşılanmayan ihtiyaçlarınla ilgili işaretleri sürekli veriyordur.

Ama sen bu duygularını bastırıp önemsizleştiriyorsundur.

O zaman da mesajlar, işaretler gelmeye devam edecek, genel bir sıkıntı hali gölge gibi seni kovalayacaktır.

“Ben mükemmel olursam, en iyisi olursam insanlar beni sever ve yeterli görür. Ben de o zaman yeterli hissederim.” gibi mükemmeliyetçilikle diğerlerinin düşüncelerini bir araya getirdiğinde kronik bir stres yaşıyorsun.

Başkalarına göre yaşamada sınır koymak da önemli bir sorundur.

Karşı taraf kırılmasın, incinmesin diye karşındakine hayır demediğinde kendi ihtiyaçlarına hayır demiş oluyorsun.

Bu da içten içe yoksun, eksik hissettiriyor.

Yaşam kaliteni azaltan ve kısıtlayan bir şey oluyor.

Kendini diğerleriyle karşılaştırmak da yine kronik mutsuzlukta başkalarına göre yaşamak içindeki bir kategoridir. 

Kendini başarılı, yeterli hissetmek için ölçüt; “Diğerlerinden ne kadar iyiyim? Ne kadar değilim?”se bu da genel anlamda bir huzursuzluk yaratır.

Son zamanlarda gündem olan ve bununla ilgili yapılan birçok araştırma sonucunda sosyal medyada takip ettiklerinin çizdiği tabloyla kendini kıyaslamak başlı başına bir stres faktörü olduğu ve mutsuzluk halini artırdığı görülmüştür. 

Hatta çok da uzağa gitmemize gerek yok. 

Sen de sosyal medya hesaplarına bakıp modunun düşmeye başladığını fark ettiysen zaten sen de bu durumu bilirsin.

 

9. Dışarıdan Destek Almamak

Sürekli mutsuzluk halinin önemli nedenlerinden biri de; dışarıdan destek almamaktır.

Her şeyi kendi kendine yapmak belki senin daha hızlı adımlar atmanı sağlıyor.

Ama daha uzağa gitmek istiyorsan, belli hedeflerine ulaşırken diğer insanların desteği gerekiyorsa bu noktada bir yerlerde tıkanabilirsin.

Bu da mutsuzluk hali yaratır.

Belki diğer insanlara karşı güvensizlik hissin o yüzden kendi kendine yetmeye çalışıyorsun.

Bu kendi içinde daha kontrollü hissetmeni ve dışarıdaki negatif etkenlere karşı kendini korumanı sağlıyor ama o zaman da sosyal destekten mahrum kalmaya başlıyorsun.

Bağ kurmak, sevildiğini görmek, paylaşımda bulunmak önemli ihtiyaçlardır.

Kendini bu ihtiyaçlardan mahrum bıraktıkça günün sonunda kendini eksik hissetmene neden olabilir.

 

10. Kendini Adayacak Hayallerinin Olmaması

Sürekli mutsuzluk halinin önemli diğer ve bu yazıda paylaşacağım son nedeni; kendini adayacak hayallerinin ve hedeflerinin olmamasıdır.

Can sıkıntısı ile ilgili yazımda anlattığım gibi çok önemli bir konudur.

Eğer önünde bir rota olduğunu hissetmiyorsan, tüm gösterdiğin çabanın bir anlamı olduğunu hissetmiyorsan bu da kendi içinde bir kronik mutsuzluk nedenidir.

O zaman sanki bir oyuncusun ve sana verilen rolü oynuyor gibisindir.

Aslında  kendi hayatının yazarı olmaya ihtiyacın var.

Yazar olmanın getirdiği deneyimi yaşaman çok önemli.

Daha önce kalem senin elinde olmayabilir ama yetişkin yaşamıyla birlikte kalem önemli oranda senin elinde.

Kendinin yazabileceği şeylerin farkında olmak ve bunları sahiplenmek sana ayrı bir haz, dinginlik ve güç verir.

Seni rotada tutmayı sağlayacak şey, gelecek hayal ve hedeflerinin, kendini adayacağın belli amaçlarının olmasıdır.

Bu nedenlerden 1 tanesi bile sende varsa yaşam kalitende bir şeylerin eksik olduğunu ve daha da yükseltilebileceiğini düşünebiliriz.

Eğer bu bahsettiğim noktalar sana tanıdık geliyorsa bu konularda ekstra zaman harcayıp bazı şeyleri değiştirmeye niyetlenebilirsin.

İşini kolaylaştırması açısından daha önce paylaştığım UYAN Yöntemini uygulayabilirsin.

Böylece disiplinli bir çerçeve içinde bunları çözümlemen mümkün olabilir.

Uzm. Psk. Cem Gümüş

https://youtu.be/XA-p03lxPIQ

Kaliteli Yaşam Danışmanlığı ve Travma Terapisi/EMDR özel çalışma alanlarımdır.

Psikolojik güçlükler ve kişisel gelişime yönelik birçok içerik (kitap ve online eğitimler vb.) paylaşıyorum.

İçeriklere ulaşmaya başlamak için buraya tıklayabilirsiniz.

Kendinin Terapisti Ol Kitabı

psikolog kitapları öneri kendinin terapisti ol

Daha Kaliteli Bir Yaşam İçin
4 Basamaklı Uyan Yöntemini
Nasıl Kullanabileceğinizi Öğrenin

3 Responses

  1. Sizin bu soylediklerinizin hepsini yaşıyorum sanki kullandığım haplarda beni mutlu etmiyor ama öylesine yaşıyorum işte

  2. Ortaokuldan beri yaşadığım bir durum. Şimdi de 12. Sınıf öğrencisi olarak şurada kalmış 3 ay her şey üst üste gelmiş hissediyorum . Nedenlerin hemen hemen hepsini de yaşıyorum . Eh , uzun bir zaman böyle olunca da normalin bu olduğunu sanmaya başlıyorsun. Ağlamak geliyor içimden. Sessiz bir fırtına , yağmayan bulutlar dolaşıyor içimde sanki. Atamıyorum şu hissi üstümden :/

  3. Bi işe yaramadı bide zaten hareketli olcam da nasıl olcam babama diyom kulube ver pahalı veremiyo borclarimiz da var sıkıldım yani.
    Beni dinlediğiniz icin teşekürler
    Eylül de gitti
    Okula da gitmek istemiyorum
    Yapcak bişey yok motorum olsa yeter aslın da ama param da yok
    Keske bir tane kulüp de oynasam
    Eylülü de cok seviyom da ela bozuyo onlar olmsaa daha iyi bir ilişkimiz olacaktı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir