Askeri Kökenli Travma Sonrası Stres Bozukluğu Yaşayan Gazi ve Malüllere Yönelik Eğitim Programı: 2. Bölüm

Sıkıntılarınızla şu ana kadar nasıl başa çıktığınızı anlamak

(İşe yarayan ve yaramayan yöntemler)

 Daha önce problemlerinizle başa çıkabilmek için bir çok yol denediniz. Kendi kendinizi tedavi edebilmek için bilinçli ya da bilinçsiz çeşitli adımlar attınız ve çaba gösterdiniz. Çevrenizdeki bazı insanlar sizin hiç çabalamadığınızdan yakınmış olabilir. Bu yüzden kendinizi bu konuda suçlanıyor gibi düşündüğünüz bile olmuş olabilir.  Aslına bakarsanız siz farkında olarak ya da olmayarak çabaladınız. Ya da en azından daha kötü hissetmemek, nefes almak için bazı şeyler denediniz. Sıkıntılarınızla başaçıkma yöntemleriniz de yeterince işe yaramadığı için umutsuz hissetmeye başladınız.

Sonraki bölümler tamamen çözüme yöneliktir. Bu eğitim notlarından öğreneceğiniz yöntemlerle sıkıntılarınızla daha etkili bir şekilde başa çıkmaya başlayabilirsiniz. Bu yöntemleri öğrenmeden önce şu ana kadar uyguladığınız yöntemlere göz atmak çok faydalı olacaktır. Böylece eğer aynı işe yaramayan yolları tekrar kullanmaya başlarsanız kendinizi durdurabilir ve daha bilinçli bir şekilde, etkinliği kanıtlanmış bir yolu kullanmaya başlayabilirsiniz. ‘Aynı şeyleri deneyerek farklı sonuçlar alamazsınız. Farklı bir şey denerseniz farklı bir sonuç alırsınız’

Aşağıda sıkıntılarınızla başaçıkmak, kendinizi iyileştirmek veya sıkıntılarınızı hafifletmek  için kullandığınız bazı yöntemleri göreceksiniz.

Düşünmemeye çalışmak: Bir önceki notlarda bu konuya değinilmişti. Bunu sıklıkla yapıyor olabilirsiniz. Eski yaşadığınız olaylar aklınıza geldiğinde ya da başınıza kötü bir şey gelecekmiş gibi düşündüğünüzde hemen bu düşünceleri kovmaya çalışmanız aslında o düşünceleri daha çok düşünmenize neden olur. Tabi ki olumsuz ve kötü hissettiren düşünceler geldiğinde ilk akla gelen yol bunları uzaklaştırmaktır. Düşünmemeye çalışarak başaçıkmaya çalışmanızın altında iyi bir niyet vardır. Büyük ihtimalle olayı artık geride bırakıp önünüze bakmayı istiyorsunuz. Ekşi limon örneğini hatırlayın. Limonu düşünmemeye çalışmanız, bunun için kendinizi zorlamanız tam tersi etkiye neden olur. Düşünmemeye çalıştığınız süre içinde limonu düşünmeye devam edersiniz.

Yalnız kalmak: Dışarıda yaşadığınız öfke problemleri, tedirginlik hissi ya da insanların sizi sizin beklediğiniz ölçüde anlamadıklarından yakındığınız için yalnız kalmak size daha rahat gelmektedir. Bu şekilde enerji harcamanıza neden olacak şeylerden kendinizi uzaklaştırmaya çalışıyorsunuz. Aslında bunu her insan zaman zaman yapar. Yalnız kalıp kendini dinlemek, dinlenmek ister. Siz de kendinizi diğer insanlardan uzaklaştırabilme, kendi kabuğunuza çekilebilme konusunda oldukça iyisiniz. Normalde ihtiyacı olduğu halde ayıp olur düşüncesiyle diğer insanlara gerektiğinde hayır diyemeyen ve kendisini uzaklaştıramayan bir çok insan vardır. Bunun yanında bu becerinizi sık ve uzun süre kullanıyor olabilirsiniz. Eğer uzun süre yalnız vakit geçirirseniz insanlarla kuracağınız ilişkilerden elde edebileceğiniz ihtiyaçlarınızı karşılamamış olursunuz. Sohbet etme, onaylanma, takdir edilme, anlaşılma, birlikte vakit geçirme gibi ihtiyaçlarınızı ertelemiş olursunuz. Sürekli kendinizle vakit geçirmeniz kendinizden sıkılmanıza neden olabilir. Düşünün ki bir arkadaşınızla 24 saat, haftalarca birlikte vakit geçiriyor, sürekli aynı şeyleri konuşuyorsunuz. Hatta konuşmalarınızda genelde sıkıntı yaşadığınız konular hakkında oluyor. Sıkılmaya başlarsınız değil mi? Ayrıca uzun süre yalnız kalınca yapacak en önemli aktiviteniz oturup düşünmek olur ki bu da problemlerinizin artmasına neden olur.

Oturup düşünmek: Yalnız başına vakit geçirirken ya da diğer insanlarla birlikteyken bile oturup düşündüğünüz, eski olayları tekrar hatırladığınız, dış dünya yerine daha çok iç dünyanıza odaklandığınız birçok zaman oluyor. İnsanın iç dünyasına odaklanması, geçmiş olayların hesabını tutması ve kendine çeşitli dersler çıkarması güzel bir alışkanlıktır ve aslında birçok insanın sahip olmadığı bir yetenektir de bu. Bu yeteneği geliştirmemiş birçok insanın kendi iç dünyalarına da gereken özeni gösterip düşünmeleri, hayatlarını ve yaşadıklarını sorgulamaları olgunlaşmaları açısından bir gerekliliktir. Ancak bu yetenek fazla iyi olursa ve sık sık kullanılırsa tam tersi etkiyi gösterir. ‘Azı karar fazlası zarar’ burada da geçerlidir. Özellikle yaşamınızın sadece negatif, olumsuz ve acı taraflarına odaklanarak oturup düşünüyorsanız problemlerinizin devamına katkıda bulunuyorsunuz demektir. Yaşadığınız olayla ilgili suçluluk düşüncelerinizin olması, geçmişte verdiğiniz kararları ve yaptığınız davranışları sürekli sorgulamanız, içinde bulunduğunuz durumla ilgili umutsuzluk içine girmeniz, sürekli sorunlarınızı ve düzelemeyeceklerini düşünmeniz, kendinizi şiddetli bir şekilde eleştirmeniz, aşağılamanız vb. düşünce alışkanlıkları (otomatik düşünceler) aslında problemlerinizin devam etmesinde çok büyük bir paya sahiptir.

Genelde olumsuz şeylere odaklanmak: Yaşamda ters giden şeylere, aksiliklere, sorunlara, güçsüz yönlerinize, kendinizin ya da diğer insanların eksikliklerine, kendi problemlerinize odaklanmak büyük olasılıkla sıklıkla yaptığınız bir şeydir. Diğer başaçıkma yolları gibi bunun da olumlu ve olumsuz yönleri vardır. Olumlu yönlerine baktığımızda eksikliklere odaklanıp farkında olmak onları düzeltme fırsatı verir. Problemlerinizi göz ardı etmeyip, aklınızın bir köşesinde tutmanız onları çözmek için size fırsat sunar. Olumsuzluklara odaklanarak daha başka olumsuzluklarla karşılaşmamak amacıyla önlemler almak için adım atma konusunda daha güçlü hissedebilirsiniz. Tabi ki bu olumlu yönleri genelde sadece olumsuz şeylere odaklanarak değil ‘bazen’ odaklanarak elde etmeniz daha olasıdır. Yani uzun süredir genelde negatif olumsuz şeylere odaklanmanın, problemlerinizi sürekli gözünüzün önünde tutmanın, bazı kişilere sürekli kin duymaya zaman harcamanızın ve özellikle zamanınızın çoğunda odaklanmanızın dezavantajı ise problemlerinizin devam etmesine neden olmasıdır. Sadece olumsuz şeyleri görmek moralinizin, motivasyonunuzun düşmesine neden olur. Umutsuzluk içine girersiniz. Nasıl ki bir resimde birçok renk varsa sizinde o resme baktığınızda tüm renklere odaklanabilmeniz gerekir, sadece siyah ve gri renklere değil. Aksi takdirde gördüğünüz resim gerçek resim değildir. Sizin hayatınızın resminde siyah ve gri renklerin daha fazla olduğunu söyleyebilirsiniz. Bu bir açıdan doğrudur da. Ancak deneyimlerimize göre problemleri olan kişilerin tamamı, resmindeki diğer renkleri görmekte zorlanmaktadır.

Hareketsiz yaşam: Hayatta kalma moduna, alarm moduna sıklıkla girdiğiniz için çok enerji tüketiyorsunuz. Her an tehlikeli bir şey olabilir diye düşündüğünüz için sürekli uyanık ve tetikte kalma amacıyla fark etmeden uykusuzluk sıkıntıları yaşıyorsunuz. Tüm bunlardan dolayı enerjiniz azalıyor, tam olarak dinlenemiyorsunuz. Bu yüzden daha hareketsiz bir yaşam, evde oturarak vakit geçirdiğiniz bir yaşam sizin için ideal gibi görünebilir. Bu şekilde enerjinizi korumak gibi iyi bir niyetiniz var. Ancak hareketsiz kaldığınız sürece kendinizi dinç hissedemezsiniz. Ayrıca hareketli bir faaliyet yaptığınız zaman salgılanacak endorfin hormonunun seviyesini azaltmış olursunuz. Bu hormon kendinizi daha iyi hissetmenizi, dinlenmenizi ve uykuya dalmanızı kolaylaştırmaya yardımcı olur. Spor, yürüyüş gibi aktif bir faaliyette bulunmanın bir avantajı da düşüncelerinizden uzaklaşıp dış dünyaya odaklanabilmenizi de sağlamasıdır. Hareketsiz bir yaşam geçirerek bu avantajlardan kendinizi mahrum bırakıyorsunuz.

Güvenlik önlemleri almak: Hayatta kalma-Alarm durumuna geçtiğinizde yapacağınız şey güvenlik önlemleri almaktır (dışarı çok çıkmamak, kalabalığa karışmamaya çalışmak, sürekli tetikte kalıp etrafı incelemek, silah taşımak vb.). Gerçek bir tehlike durumunda bu önlemleri almanız mantıklıdır. Bu konuda bir önceki bölümde ayrıntılı bilgi verilmişti. Buradaki mesele gerekmediği halde, ortada yüksek olasılıklı bir tehlike olmadığı halde kırmızı alarma geçip tetikte beklemeniz, önlemler almanızdır. Bu güvenlik önlemlerini aldığınız sürece ‘ortada bir tehlikenin olduğunu kabul etmiş olursunuz’. Dolayısıyla sivilde yaşam moduna geçmeniz zorlaşır. Ne oluyor da yaşam modunda az alarm durumuna çok zaman geçiyorum diye düşünüyorsanız bunun bir nedeni güvenlik önlemleri almanızdır.

Alkol kullanmak: Sizin durumunuzdaki bazı kişiler alkol kullanarak problemlerinin etkisi ile başaçıkmaya çalışmaktadır. Uykusuzluk, can sıkıntısı, yapacak bir şey bulamama ya da sıkıntılardan bir nebze de olsun uzaklaşma gibi amaçlarda alkol tüketmek kısa vadede işinize yarayabilir, kendinizi biraz iyi hissedebilirsiniz. Ancak uzun vadede problemlerinizi daha da kötüleştirecektir. Ayrıca sıkıntılarınıza bir de alkol bağımlılığı problemi eklenebilir. Uykusuzluk için alkol kullanmak uyku kalitenizi bozar. Uykuya dalmanızı kolaylaştırsa da sabah uyandığınızda dinlenmiş bir şekilde kalkmadığınızı fark edersiniz. Bu durumda sanki hiç uyumamış gibi hissedersiniz. Ayrıca gün geçtikçe alkol dozunu artırmanız gerekir. Çünkü vücudunuz alkole alıştığı için eski etkiyi göstermemeye başlar, uykuya dalabilmek için daha çok alkol tüketmek zorunda kalırsınız. Sıkıntılarınızdan uzaklaşma amacıyla kullanmanızda uzun vadede çok işe yaramaz, aksine alkol aldığınız zaman daha da çok sıkıntılarınıza odaklanırsınız. Bunun yanında alkolün diğer bir olumsuz etkisi de kendinizi kontrol edebilme yeteneğinizi baskılamasıdır. Öfke kontrolünde zaten zorluk çekiyorsanız, alkollüyken sinirlendiğiniz bir anda kanunlarla başınız derde girecek davranışlar gösterebilirsiniz. Şiddet gösterme eğiliminizde artar. Dolayısıyla ‘sıkıntılarınızla başa çıkmak için alkol almak’ birçok dezavantaja sahiptir.

Kaçınmak: Kaçınmadan kasıt daha genel anlamda sadece insanlarla bir arada olmaktan kaçınma değil, olayı hatırlatan durumlardan da kaçınmaktır. Kaçınmanın gerektiği durumlar, olumlu faydaları vardır. Karşılaştığınız kişiler yaşadığınız olayı anlatmanızı istiyorlarsa ve sizde hayır diyemeyip anlatıyorsanız bu duruma tekrar düşmemek için kaçınıyor olabilirsiniz. Çünkü yaşadığınız olaylar aklınıza geldiğinde kendinizi iyi hissetmiyorsunuz. Benzer bir şekilde olayı hatırlatan filmler, konuşmalar, kişiler, vb. şeylerden uzak durmaya çalışmanızda aslında kendinizi iyi hissetme amacınızdan kaynaklanıyor. Bu sayede aslında bilinçli veya bilinçsiz olarak, yaşadığınız olayı ya da olayları geride bırakıp hayata tutunmayı istiyorsunuz. Şimdiki zamana, hayatın kendisine, önünüzdekilere odaklanmaya çalışmak güzel bir istektir. Bunun yanında eğer yaşadığınız olayla ilgili olarak duygusal olarak sindiremediğiniz şeyler varsa bunlardan kaçınmak sindirmenizi sağlamayacaktır. Bunları sindirmenin en iyi yolu sizi anladığını düşündüğünüz kişiler ya da bir uzman ile yaşadıklarınızı paylaşmak ve hatalı düşüncelerinizi düzeltmektir. Bu hazmetmeyi yapmadan sadece kaçınmanız problemlerinizin devamına neden olabilir. Daha önce bahsedilen düşünmemeye çalışmakta bir çeşit kaçınmadır.

Kaçındığınız şeyler evlilik ilişkisi, yakın ilişkiler, arkadaşlık ilişkileri, meslek vb. olabilir. Problemleriniz devam ediyorken bu alanlara odaklanamayacağınızı düşünüp, problemlerinizin bu alanlara da yansıdığını görüp genelde uzak durmaya çalışıyorsunuz. Bir yere kadar bu kaçınmada size derlenip toparlanma, yaşadığınız olayları sindirebilme için zaman ve imkan verebilir. Ancak bunun süresi çok uzun olursa, uzun süre kaçınırsanız yakın ya da sosyal ilişkilerden alacağınız sıcaklık, ilgi gibi ihtiyaçları karşılayamazsınız. Ayrıca çalışmaktan uzun süre kaçınırsanız bir mesleğin vereceği başarılı olma, güçlü olma, kendine güvenme, sorumluluklarını yerine getirme, kendine ve çevresindeki insanlara bakabilme gibi ihtiyaçlarınızı tam karşılayamazsınız. Bu durumda bu ihtiyaçları farkında olmadan farklı yollardan karşılamaya çalışabilirsiniz. Örneğin, güçlü hissetme, kendine güvenme ihtiyacınızı sadece kavga ederek, her türlü duruma büyük bir tepki göstererek karşılamaya çalışıyor olabilirsiniz.

Gündüz uyumak: Uykusuzluğun bir çok nedeni vardır. Alarm durumu nedeniyle sürekli uyanık ve tetikte kalıyorsunuz. Uykusuzluğunuzun bir nedeni de budur. Uykusuzluk yaşadığınız için uyku borcunuzu gündüz alıp biraz dinlenmeyi istemeniz son derece doğal bir istek. Örneğin, öğle arası yarım saat kestirmek normalde bazı insanlar için dinlendirici de olmaktadır. Bunun yanında gündüz uykusu gece uykusunun yerini tam tutmaz. Gece uykusunun dinlendiriciliği daha fazladır. İstenen şey gece kaliteli ve uzun bir uyku uyuyabilmektir. Gündüz uyumanız gece uykunuzu doğrudan etkiler, uyku alışkanlıklarınızı değiştirir. Günlük ortalama 7-8 saatlik uyku gereksiniminin 2-3 saatini gündüz alırsanız geceye 4-5 saat kalır. Bu durum da gece yatağınızda uzun süre uyanık kalabilirsiniz.

Birçok kere uğraşı edinmeye çalışmak: Bir işle uğraşmak, hobi edinmek dikkatinizi dış dünyaya odaklamanızı sağlaması açısından tedaviniz için çok faydalı olabilir. Travmatik bir olay sonrasında iyileşme sürecinde bu başaçıkma yöntemini deneyip daha iyi hissedebilmiş bir çok kişi vardır. Saz, keman vb. müzik aletlerini çalmayı öğrenmek, spora gitmek, resim yapmayı öğrenmek, müzik korosuna katılmak, halk oyunları öğrenmek, bahçe işleriyle uğraşmak, belediyenin ya da özel kuruluşların hobi kurslarına katılmak gibi birçok faaliyet imkanı vardır.. Bu faaliyetlere katılmak güzeldir ancak belirli bir süre devam ettirmeyi gerektirir. İlk başta öğrenme evresi vardır ve sabırlı olmak çok önemlidir. Örneğin, bir müzik aleti çalmayı öğrenmek istemişseniz 1-2 ay yapıp ben yapamıyorum diye düşünüp bırakmanız doğru değildir. Çünkü normalde ‘biraz çalabiliyorum’ diyebilmeniz için birkaç ay geçmesi ve sizin pratik yapmanız gerekir. Dolayısıyla bir uğraşı edinmeniz tedaviniz açısından çok faydalıdır. Tabiî ki hemen pes etmeyip ilerlemek için kendinize zaman verdiğiniz sürece. Çünkü aksi takdirde ‘bak bunu da yapamadım, elimde olan hiçbir şey yok’ gibi düşünmeye başlayıp  moraliniz ve umudunuz azalabilir.

Sıklıkla tartışmak, kavga etmek: Bir haksızlık, engellenme durumunda ya da kendi kurallarınıza-düşüncelerinize göre insanlar hareket etmediğinde sinirlenirsiniz. Bu normal bir şeydir. Sinirlendiğiniz zaman vücudunuz enerji üretir ve bu enerjiyi hakkınızı aramakta kullanabilirsiniz. Önemli olan yerine göre, uygun yollarla hakkınızı aramak, gerektiği zaman orantılı güç kullanmaktır. Muhtemelen yaşadığınız travmatik olaydan önce bu tür bir öfke problemi, sık sık kavga etme gibi sıkıntılar yaşamıyordunuz. Daha önce kafanıza takmayacağınız, size önemsiz görünen şeyleri, kontrol imkanınızın olmadığı şeyleri birçok kere görmezden gelebiliyordunuz. Ya da gerektiğinde uygun yollarla hakkınızı arıyor, büyük bir şiddet göstermeden içinize sinen şekilde uygun cevabı verebiliyordunuz. Eğer olaydan sonra öfke problemi yaşamaya başladıysanız kendinizi kontrol etmekte zorlandığınız durumlar olabilir. Bazı kişiler bu durumda kendilerini zor da olsa tutmak yerine kavga etmeyi, şiddet göstermeyi tercih etmektedir. Eğer siz de bu yolu seçiyorsanız sizin de bileceğiniz gibi kısa vade de rahatlama hissettiğiniz olabilir. İçinizde biriken alarm durumu enerjisini boşaltmışsınızdır. Ancak kavga sonrasında başka sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Başınız kanunlarla derde girebilir. Kavga sonrasında aklınıza geldikçe kin duymaya, moralinizi bozmaya devam edebilirsiniz. Ayrıca eğer sık sık tartışıyor, kendinizi tutmakta zorlanıyorsanız yakın çevrenizdeki insanlarla da problemler yaşarsınız. Eşinize ya da ailenize şiddet gösterebilirsiniz. Arkadaşlık kurmakta zorlanabilirisiniz. İnsanlarla yakın ilişkiler kurmak size zor gelir. Burada uzun süre kalmanız insanlara yabancılaşmanıza, alarm durumunda kaldıkça diğer insanları size ya da başkalarına zarar verebilecek birer düşman-terörist gibi görmeye başlayabilirsiniz. Yaşam moduna geçtiğinizde sonrasında pişmanlık duyabilirsiniz. Kavga etmeden hakkınızı güçlü bir şekilde aramanın daha önce bilmediğiniz yöntemleri vardır. Bu yöntemler için notları okumaya devam edebilirsiniz.

Hayal kurmamak: Aslında siz sık sık gelecekle ilgili hayal kuruyorsunuz. Ancak kurduğunuz hayaller gelecekte başınıza gelebilecek kötü şeyler ve felaket senaryoları doğrultusunda oluyor. Problemlerinizin halen devam etmesi, bu bölümde aktarılan başaçıkma yöntemlerinizi uygulamanız ve sonuç olarakta bu yöntemlerinizin sizin iyileşmenizi sağlayamaması umutsuz hissetmenize neden oluyor. O zaman da gelecekte düzelmeyeceğinize yönelik hayaller kuruyor olabilirsiniz. Hatta bazen bu gidişle ciddi psikolojik rahatsızlıklar yaşayabileceğinizi ’delireceğinizi’ zaman zaman hayal ettiğiniz bile olmuş olabilir. Gelecek tehlike ya da iyileşmemeye yönelik hayallerin yanı sıra umutsuzlukla birlikte hayal etmemeyi seçtiğiniz de olabilir. Problemlerinizin düzelmeyeceğini düşündüğünüz için bu gidişle sağlıklı bir evlilik, iş vb. hayallerinizin gerçekleşmeyeceğini baştan kabul ediyor olabilirsiniz. Düzelmeyeceğinizi düşünüyorsanız, umutsuzluk içindeyseniz normal bir yaşam sürdüğünüz bir geleceği hayal etmekte size acı verebiliyor. ‘Olmayacak duaya amin dememek’ gibi bir düşünceyle bu sefer bu tür hayaller içine girmiyorsunuz. Dikkat ederseniz diğer tüm başaçıkma yöntemleri gibi bu başaçıkma yöntemi de yani olumlu gelecek hayali kurmamakta aslında iyi bir niyete hizmet ediyor. Yani moralinizi bozmamak amacı. Peki sizce bu amacınız gerçekleşiyor mu? Genelde olumsuz şeylere odaklanma alışkanlığınız ile birlikte hayal etmediğiniz zaman yaşamınız sadece problemlerden ibaretmiş gibi görünmekte ve hep böyle kalmaya da devam edecekmiş gibi düşünmenize neden olmaktadır. Halbuki eğer varsa ilaç tedavinize devam ettiğiniz ve daha önemlisi bu notlarda aktarılan şeyleri hayatınıza uygulamaya çalıştığınız sürece, iyileşmemeniz için hiçbir engel yoktur. Bu noktada hayal kurmanın size vereceği motivasyondan ve enerjiden kendinizi mahrum bırakmanız iyileşmeniz açısından bir dezavantajdır. Bu noktada şimdilik olumlu bir geleceği hayal etmek size çok uzak görünüyor olabilir. Bu durumda en azından geleceği olumsuz olarak hayal etmemenizi tavsiye ederiz.

SONUÇ OLARAK…

Tedirginlik, sinirlilik ve depresyon gibi problemlerinizle başaçıkmak, kendinizi iyileştirmek ya da en azından moralinizi bozmamak ve biraz daha iyi hissetmek için birçok şey yapıyorsunuz. Bunların bazılarını bilinçli olarak, farkında olarak yapıyorsunuz. Bazılarını da farkında olmadan… Dikkat ettiyseniz bu başaçıkma yöntemlerinizin hepsinin de arkasında olumlu niyetler var. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak size iyi gelebileceğini düşündüğünüz ya da en azından keyfinizin kaçmamasını sağlayacağını düşündüğünüz şekilde hareket ediyorsunuz, başaçıkmaya çalışıyorsunuz. Ancak sizinde gördüğünüz gibi bu iyi niyetinizle sık sık kullandığınız yöntemleriniz uzun vadede problemlerinizin devam etmesine katkıda bulunuyor. ‘Zaman her şeyin ilacıdır’ sözünün size pek uymamasının temel nedeni de budur.

Yani birçok defa farkında olmadan problemlerinizin devam etmesine neden olacak çeşitli yöntemler uyguluyorsunuz. Bu yöntemlerin bazılarına bu bölümde değinildi. Burada değinilmeyen başka başaçıkma yöntemleriniz de olabilir. Bunları fark etmeniz problemlerinizi farkında olmadan devam ettirmenizi engelleyebilmenizin ilk adımıdır. 3. bölümden itibaren daha farklı ne tür başaçıkma yöntemleri kullanabileceğinizi öğreneceksiniz. Bu yeni başaçıkma yöntemlerinin işe yaradığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Eski yöntemleri öğrenmeniz ve alışkanlık haline getirmeniz belli bir zaman içinde oldu. Zamanla bu yöntemlerde oldukça ilerlediniz. Bu yöntemleri uygulama konusunda çok deneyimlisiniz. Dolayısıyla bunların yerine yenilerini koymak tahmin edeceğiniz gibi çaba ve enerji harcamanızı gerektirecektir. Bu yöntemleri öğrenip uygulama seçimi sizin ellerinizdedir. Eski yöntemleri kullanmanızın gerekeceği yerler yine olacaktır. Daha önce de değinildiği gibi sahip olduğunuz yöntemleri zaten normalde herkes zaman zaman kullanır. Örneğin, yalnız kalmak vb. Ama sadece ‘zaman zaman’. Önemli olan duruma uygun, sizin işinize yarayan ve uzun vadede huzurunuzu bozmayacak, ihtiyaçlarınızı karşılamanızı kolaylaştıracak yöntemleri yerinde ve zamanında uygulamaktır. Size tavsiyemiz bu yeni yöntemleri de öğrenerek alet çantanızdaki aletlerin sayısını artırmanızdır. O zaman her zaman ve her durumda sadece çekiç ya da pense kullanmamış olursunuz.

Uzm. Psk. Cem Gümüş

Kaliteli Yaşam Danışmanlığı ve Travma Terapisi/EMDR özel çalışma alanlarımdır.

Psikolojik güçlükler ve kişisel gelişime yönelik birçok içerik (kitap ve online eğitimler vb.) paylaşıyorum.

İçeriklere ulaşmaya başlamak için buraya tıklayabilirsiniz.

Kendinin Terapisti Ol Kitabı

psikolog kitapları öneri kendinin terapisti ol

Daha Kaliteli Bir Yaşam İçin
4 Basamaklı Uyan Yöntemini
Nasıl Kullanabileceğinizi Öğrenin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Cem Gümüş Akademi

BEDAVA
İNCELE