Geçmişe Aşırı Hoşgörülü Yaklaşma Hatası Nedir?

Geçmişe aşırı hoşgörülü yaklaşma hatası dediğim şey; üzüntü, öfke gibi duygularını bastırarak özellikle çocukluk döneminde olumsuz deneyim yaşadığın kişilere anlayışlı yaklaşmaya çalışmandır. 

“Anne ve babam, iyi bir anne-baba değildi. Sevgisini göstermedi, hatta belki sevmediler. Duygusal fiziksel ihtiyaçlarımı karşılamadılar. İyi bir örnek olmadılar ama onlara kızgınlık duymuyorum. O olaylar geride kaldı. Şu an aynı durumda değilim. Keskin sirke küpüne zarar verir. Ben üzüntü ve öfke duyguma odaklanırsam moralim bozulur, gergin birisi olurum. Geçmişi değiştiremeyeceğime göre kabullenmem gerekir. Onlar cahildi, sorunluydu, kendileri de kötü bir çocukluk geçirmişti. Şu an kızgın olmamın kimseye faydası olmaz. Anlatsam da anlamazlar.”

Eğer bu ifadeler sana tanıdık geliyorsa toksik hoşgörü hatasında olup olmadığını düşünmeni öneririm. 

Belki de geçmişte sende derin yaralar açmış kişilere karşı üzüntülü ve özellikle öfkeli olmayı sorun olarak görüp bastırıyor, görmezden geliyorsun.

Belki de onlara karşı böyle hissettiğin için suçlu hissediyor, kendinden utanıyorsun.

Bu duygularla temas kurarsan seni giderek içine çekmesinden korkuyorsun.

Ancak sana acı veren kişilere karşı hissettiğin duygularını görmezden geldiğinde sakinleşmezler çünkü sana bir şeyler söylemeye çalışıyorlar.

“Sen önemlisin, değerlisin. Kendi ihtiyaçlarını önemse, arkasında dur. Sana kötü davranılmasına izin vermediğini göster.”

Her çocuğun ilgilenilmeye, bakılmaya, sevilmeye, saygı duyulmaya ihtiyacı vardır.

Hakkı vardır, dersem daha doğru çünkü yapısı gereği bakıma muhtaçtır ve hayata hazırlanması gerekir.

Eğer birileri çocuk sahibi olmaya karar verdilerse bunun sorumluluğunu almakla yükümlüdürler.

Beklenmedik şekilde olduysa da bundan sonrasında bu sorumluluğu almalıdırlar. 

Şartlar, koşullar ne olursa olsun çocukların bu haklarının karşılanması gerekir.

Mükemmel koşullar olmayacaktır tabii ki ama anne-babanın kendi eksikliklerinin bilincinde olup telafi için ellerinden geleni yapmalı ve çocuklarından gerektiğinde özür dileyerek gönüllerini almalıdırlar.

Mümkünse yetemediklerinde destek almalıdırlar.

Devlet destek vermiyorsa tepki göstermeli, vatandaş olarak hakkını aramalıdır çünkü çok önemli bir konu.

Çocuklar birçok isteği karşılanmasa, zor koşullarda büyüse, gergin ortamlara maruz kalsa bile sevildiklerini ve değer gördüklerini hissederlerse uyum sağlayabilirler ve kişilik gelişimleri sağlıklı olabilir. 

Üzüntü ve öfken aslında kişilik gelişiminde bu deneyimlerin yarattığı eksiklik nedeniyle de tetiklenebilir.

Evliliğinde, işinde, sosyal hayatında benmerkezci olarak kendi ihtiyaçlarını önemseyen kişilerle karşılaşabilirsin.

Haksızlığa uğratılmış, hayal kırıklıkları yaşamış, güvenin sarsılmış olabilir. 

Bu tür kişiler bilinçdışı düzeyde ebeveynlerini hatırlatabilir.

O zaman öfke duygusu çıkabilir.

Öfkeyi de bastırmaya çalıştığın için tetiklenen bu durumlarda da yine benzer şekilde toksik hoşgörüyle senmerkezci şekilde davranma eğiliminde olabilirsin. 

Beni yanlış anlamanı istemem.

Agresif şekilde her şeyi yak yık, artık sadece kendini düşün, demiyorum.

Şu an senin ne durumda olduğunu dinleyemediğim için genel konuşuyorum.

O yüzden anlattıklarımı sorgulayan bir zihinle sana özel uyarlamalarla kullanman gerekiyor. 

Hoşgörü, anlayış, kabulü çok önemsiyorum ve nihai olarak herkesin bu şekilde hareket etmesinin gerekli olduğu birçok durum olduğuna inanıyorum.

Bunu özellikle vurgulamak isterim.

Benim uyarmak istediğim şey; toksik hoşgörüdür.

Her şey istediğimiz gibi olmuyor, olmayacak da.

Bu gerçeği ne kadar ustalıklı şekilde kabullenirsek o kadar iyi.

Ustalıklı diyorum çünkü toksik şekilde kabullenmeye çalışırsan psikolojik uyku halinde olursun, bilinçsiz şekilde anlayış göstermeye çalışırsın.

Bir şeyi ben kabullendim, anlayış gösteriyorum diyebilmen için o şeyi gerçekten anlaman gerekir.

Yoksa görmezden gelerek kabullenirsin.

Kabullenmeni engelleyen konular varsa önce o konularda bir şeyler yapmak gerekir.

İşte ustalık burada devreye giriyor. 

Kabul ve anlayış konusunda usta olabilmek için psikolojik uyku halinden uyanmaya niyetli olman, kendini tanıman, kendi değerinin bilincinde olman, sınırlarını çizebilmen gereklidir.

Bu konularda ustalaşmak emek gerektiriyor.

Bu çabayı gösterip ben anlayış gösteriyorum, kabulleniyorum dediğinde bu tamamen içine sinecektir. 

Psikolojik temalı dizilere de konu olan bazı aile bireyleri o kadar patolojik olabiliyor ki kendine saygını kaybetmemek ve zarar görmemek için onlardan uzak durmak gerekiyor.

Bu tür kişilerin sayısı az ama eğer senin durumunda bu tür kişiler varsa hissedeceğin öfkeyi toksik hoşgörüyle bastırmamak özellikle senin için çok önemlidir.

Çünkü bu sorunlu kişiler suçluluk duygusu hissettirerek seni manipüle etmeye çalışabilirler.

Senden toksik anlayış bekleyip istismar etmeye devam edebilirler.

Öfke duygusu seni korumaya çalıştığı için kulak vermen gerekir.

Eğer böyle birisine karşı toksik hoşgörü içinde olabileceğini düşünüyorsan mutlaka bir uzmandan psikolojik destek almanı öneririm çünkü kendi başına başa çıkman zor olabilir.

Özellikle çok derin suçluluk, güvensizlik hislerin varsa, kendin olmaya izin vermek istediğinde vicdan azabı duyuyorsan mutlaka psikolojik destek almanı öneririm. 

Özetle, geçmişe hoşgörülü yaklaşma hatasına düşmemek için ustalıklı şekilde anlayış gösterme konusunda kendini geliştirmelisin.

Bunun önemli adımlarından birisi de öfke başta olmak üzere tüm duygularına kulak vermektir.

Bu duygular fazla geldiği için duyguları bastırmaya ister istemez kaydığını görüyorsan psikolojik destek alarak gelişim sürecini hızlandırabilirsin. 

Uzm. Psk. Cem Gümüş

Kaliteli Yaşam Danışmanlığı ve Travma Terapisi/EMDR özel çalışma alanlarımdır.

Psikolojik güçlükler ve kişisel gelişime yönelik birçok içerik (kitap ve online eğitimler vb.) paylaşıyorum.

İçeriklere ulaşmaya başlamak için buraya tıklayabilirsiniz.

Kendinin Terapisti Ol Kitabı

psikolog kitapları öneri kendinin terapisti ol

Daha Kaliteli Bir Yaşam İçin
4 Basamaklı Uyan Yöntemini
Nasıl Kullanabileceğinizi Öğrenin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir