Eşim Çift Terapisi İstiyor Ama Ben İstemiyorum

Eşin-partnerin bu yazıyı okuman için seni buraya yönlendirdi ya da kendin denk gelip okumaya karar verdin.

Her iki durumda da içten içe bir şeylerin değişmesini arzu eden bir tarafın olduğunu görüyorum.

Ne yaparsan yap eşini-partnerini memnun edemiyorsun diye tahmin ediyorum.

Kabullenilmemek, yargılanmak hiç hoşuna gitmiyor.

Sorun çıkarmasa her şey yoluna girecek ama seni çaresiz bir pozisyona sokuyor ve şimdi de çift terapisine gidelim diye tutturuyor. 

Deneyimli bir çift terapisti olarak genelde bu sorunu erkeklerin yaşadığını görüyorum.

Çift terapisi desteği alma konusunda erkekler daha tereddütlü olabiliyor.

Ama geldiklerinde de neden geldim ki, çok gereksiz diyenini de kendi çalışmalarımda görmedim.

Gelen herkesin ön yargıları kırılıyor ve bir şekilde fayda sağlıyorlar.

Ayrılmaya karar verseler dahi en azından bu karar içlerine siniyor.

Buna narsist denilenler de dahil.

Tabii ki bu söylediklerim doğru uzmanla sürecin iyi yönetildiği durumlar için geçerlidir.

Bu yazımda çift terapisine eşin-partnerinle gitme konusunda tereddüt yaşamana neden olan neredeyse her bir gerekçen hakkında farklı bakış açıları sunmaya çalışacağım.

Bunları 16 başlık altında topladım.

1.Sorun onda, o gitsin

2.Terapi pahalı ve zaman kaybı

3.Çift terapisine gidenler ayrılıyor

4.Sorunlar konuştukça büyür

5.Zayıf karakterli kişiler terapiye gider

6.Dışarıdan bakan birisi anlayamaz

7.Sorunlar değişmez, kabullenmesi gerek

8.Kendimiz halletmeliyiz

9.Mahremimizi anlatmak utanç verici

10.Terapist eşimi tutar ve manipüle edilirim

11.Terapiyle de çözemezsek moralimiz çok bozulur

12.Terapi ilişki dengemizi bozar

13.Büyütülecek bir sorunumuz yok ki

14.Daha ilişkinin başındayken hemen terapiye gidilmez ki

15.Ayrılmak istiyorum. Niye gideyim ki

16.Çift terapisi evrimsel kadın-erkek dinamiklerine ters

1. Sorun bende değil ki onda. O problem çıkarıyor, benim çok beklentim yok. O mutsuzsa o gitmeli, niye ben de gideyim ki? O kendisi çözsün. Ben onun çözmesi gereken şeyler olduğunu zaten biliyorum. Ben kendimi geliştiriyorum. Niye bi de çift terapisine gideyim ki. Asıl o gitmeli.

İlişki iki kişiden oluştuğu için ilişkideki problemlerde her zaman iki taraflı bir nedensellik vardır.

Problemin önemli bir kısmı karşı tarafta olabilir ama senin de bu probleme yaklaşım tarzında problem olabilir.

Sorun yaratan kişinin eşin olduğunu net bir şekilde düşünsen bile çift terapisine gitmen faydalı olacaktır.

Kendi sınırlarını zorlamadan ona nasıl daha iyi destek olabileceğini öğrenebilirsin.

Onun sorunlarının sana olan etkilerini anlamasını sağlamak için de gidebilirsin.

Böylece “dırdır” yapmasını etkili şekilde azaltmak kolaylaşabilir 🙂

2. Terapi pahalı bir şey. Vereceğim paraya değmez. Zaman kaybı ve ölü bir yatırım. Televizyonda dizi-filmlerde görüyorum, komik geliyor onlara gitmek. Bunlar boş işlerdir.

Seanslar pahalı gibi görünse de terapistler kesinlikle varlıklı insanlar değiller.

Birçok danışanı kendisinden yüksek kazançlı işler yapıyor.

Terapistler tükenmemek için bir haftada kısıtlı sayıda seans alır.

Gelelim yatırım konusuna.

Verimli bir terapi sürecine yapacağın yatırım hayatının çok önemli bir alanında paha biçilmez kazanımlar getirebilir.

Dizi ve filmlerdeki sahnelerde neredeyse tamamının senaristlerin uydurması olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını söyleyebilirim. 

3. Duydum birinden, çift terapisine gitmişler ve sonra ayrılmışlar. Çift terapisine gitmek faydasızdır. Biz de gittik 1-2 seans, hiç sarmadı. Hepsi aynı.

Çift terapisi ne kadar erken alınırsa o kadar verimlidir.

Kangren olmuş sorunlar, tükenmiş duygular ve ayrılık sürecine artık psikolojik ve lojistik olarak hazırlanmış kişiler çift terapisine terapiye de gittik olmadı demek için gelebiliyor.

Bu kişiler kurtarma anlamında tabii ki verim alamayacaktır. 

Terapinin verimliliği için doğru zamanlama, erken müdahale, karşılıklı sorumluluk almak, değişime açık olmak, doğru uzmanla çalışmak gibi pek çok faktör var. 

4. Sorunlar konuştukça büyür. Suyu bulandırmaya gerek yok. Hiçbir ilişki mükemmel değil. Her ilişkide evlilikte kavga olur.  İşim gücüm, var, hayat zaten stresli. Bir de bu sorunlara odaklanıp yorulmaya gerek yok.

Bazı sorunlar akışa bırakınca, kendiliğinden çözümlenmez iltihaplı yaranın yayılıp dokulara zarar vermesi gibi bir durum yaratır.

Dolayısıyla sorunların önem derecesini doğru analiz edip müdahale etmekte fayda var.

Evet ilişkide fikir ayrılıkları, çatışmalar olabilir, olacaktır ve olmalıdır ancak bunlar tatlıya bağlanmıyor ve kırgınlıkların birikmesine neden oluyorsa eşlerin yaşam kalitesini doğrudan etkiler. 

Bu sorunları bastırıp işe odaklanmaya çalışsan da sorunlar bir şekilde tetiklenir ve yaşam enerjin bu sorunları düşünmeye zaten kendiliğinden kayar. 

5. Zayıf karakterli ve sorunlu kişiler terapiye gider. Erkek adam bu tür yerlere gitmez. Böyle duygusal şeyler kadınlara göredir. Ailem, arkadaşlarım da duyarsa utanırım.

Aslında terapiye gelmek kolay değildir.

Sorunlarla yüzleşmek, anlatmak, hissetmek daha zordur.

O yüzden cesaretli ve bilinçlenmeye açık insanlar terapiye başvurur diyebiliriz. 

Terapi desteğini sorunlarını verimli şekilde anlayıp çözmek için aldığın bir hizmet olarak düşünmek gerekir. 

Hem bir erkek hem de bir terapist olarak duygularda kaybolmadan ve bunalmadan, mantıklı düzlemi kenara koymadan çözüm odaklı ve derinlikli şekilde sorunları ele almanın mümkün olduğunu söyleyebilirim. 

6. Gerçekten anlayamaz bizi. Yaşadıklarımızın hangi birini anlatayım. Eşim gibi aklımda da tutmuyorum o detayları. Yaşandı bitti. Tanımayan birisi nasıl yardım etsin ki işin aslını bilmeden. Bunları nasıl anlatalım.

Çok şey yaşanmış olsa da konunun detaylarında kaybolmaya gerek yoktur.

Birçok olay genelde birbirine benzer.

Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda tema etrafında döner.

Terapist bu temaları yakalayıp fark ettireceği için meselenin özü netleşmeye başlar.

O yüzden de her şeyi en ayrıntılı şekilde anlatmadan anlaşılmayacağını düşünmek doğru değildir. 

Net olan şeyleri de anlatması kolay olur.

Terapistinin desteğiyle evet ya, tam da bu dersin.

Anlaşıldığını hissedince çözümler kendiliğinden gelmeye başlar. 

7. Bizim sorunumuz farklı, değişecek bir şey yok, bunu kabullenmeli. Bizde işe yaramaz terapi. Sadece konuşmak ne işe yarar ki? Birbirimizi suçlayıp bileneceğiz iyice. Ben buyum, karakterimi değiştirmem. Hatta bence ayrılmalıyız belki de.

Kabullenmekle değişmek arasında ince bir çizgi var.

Konuşmak bu çizgiyi nereye koymak gerektiğini anlamak için kullanılan bir araçtır. 

Suçlayıcı ve yargılayıcı üslup olduğunda bunlara çift terapisinde müdahale edilip düzeltilir. 

Ayrılma noktasına gelinmiş tükenmiş ilişkilerde bile saygılı bir iletişim amaçlanır. Bu bile çift terapisi almak için iyi bir gerekçedir, çünkü ayrılık sürecini çirkinleşmeden yapmaya zemin hazırlayabilir. 

8. Bizim halletmemiz gerekir, dışardan destek almak acizlik. Herşeyde kendime yetmeliyim.

Çift terapisinde en ideal sonuç eşlerin seanslarda kendilerine odaklanıp neyi güncelleyebileceklerini düşünmeleridir.

Dolayısıyla terapistten destek alsalar bile asıl işi onlar yapıyorlar. 

Kendine yetme ve sorumluluk bilinci çok önemli olsa da bunları verimli şekilde yapabilmeyi daha hızlı öğrenip daha fazla yıpranmaya seyirci kalmamak için çift terapisi almak faydalı olacaktır.  

9. Her şeyi açıkça anlatmak utanç verici. Rahat olmayız, eşimde dalga geçer sonra duygu paylaşırsam falan. Terapistte dalga geçer içten içe.

Terapist olarak hiçbir zaman komik gelecek bir sorun duymadım.

Her seferinde gördüğüm şey çiftlerin ne kadar benzer sorunlardan mustarip olduğu gerçeğidir.

Duygularını gerçekten açan birisi karşı tarafta saygı ve şefkat uyandırır.

Eşinin daha önce görmediği yüzünü görünce birçok kişide olumlu anlamda değişimler olduğunu gözlemledim.

Bunun kırgınlık yaratan olayları tamir ettirici bir etkisi olduğunu söyleyebilirim. 

10. Eşim psikolojiyle ilgilidir, kitaplar okur videolar izler. Ben pek ilgili değilim o yüzden de terapiye gitsek beni iyice yetersizleştirir. Terapistte onun tarafını tutar, beni anlamaz. Manipüle edilirim. Teorik değil ki hayat. Beni orada kötüleyecek, rahat olamayacağım, terapist eşimle aynı cinsiyette olunca da muhtemelen beni anlamayacak. Kızsam sorunlu görüneceğim böylece beni sorunlu gösterip manipüle edip üste çıkacak.

Terapistler her koşulda cinsiyetten bağımsız olarak tarafsız ve nötr kalarak sorunları ele alabilmek için özel eğitim almışlardır.

İyi bir terapist bu tür hatalar yapmaz.

Bir taraf diğerini bilgisiyle ezmeye çalışırsa o tarafı bu eğilimiyle yüzleştirip buna maruz kalan kişinin rahat hissetmesini sağlar. 

11. Terapiye gidip durumumuzu çözümsüz görürsek moralimiz çok bozulur

Terapinin verimsiz olması ilişkinin çok kötü olduğu anlamına gelmez.

Kendinizi sürece vermemeniz ya da terapistinizin yeterince yetkin olmamasıyla ilgili olabilir.

Sorunu tespit edip ona göre gerçekçi bir varsayımda bulunabilirsin. 

Eğer bitmesi gereken bir ilişkide olduğunu anladıysan bu farkındalık da terapinin başarısı olabilir.

Belki de normalde kendi kendine 10 sene sonra ancak fark edebileceğin gerçekleri hızlandırılmış şekilde anlamanı sağlayabilir. 

12. Bize ters olacak çözümler dayatılır, eşim yanlış beklentileri doğru görür ve zora sokar. Dengeleri değiştirmek ister.

Çift terapisi şablon bilgilerle sizi bir doğruya çekiştirmeye çakışmaz.

Her birinizin kültürel alt yapısı, kişiliği, değerleri, beklentileriyle uyumlu bir çözüm bulmanıza aracılık eder.

Diyalog halinde kalıp suyun yolunu bulmasına yardımcı olur. 

13. Sadece büyük sorunları olanlar son çare olarak giderler. Bizim sorunlarımızı diğer birçok kişi de yaşıyor. Eşim meseleleri abartıyor. Gitmeyi gerektiren önemli bir sorunumuz yok.

Genelde ne yazık ki yumurta kapıya dayanan kişiler terapiye başvuruyor.

Bu noktada bazı şeyleri işlemek oldukça zor olabiliyor.

O yüzden açıkçası sorunlar ne kadar küçükken çift terapisine başvurulursa o kadar etkili bir yol alınacaktır.

Kırgınlıkların biriktiği tükenmiş bir ilişki büyük bir sorundur ve açıkçası çalışılması zor sınıfına girer. 

Sizin yaşadığınız sorunları başkaları da yaşıyor, acı çekiyorlar.

Bu konularda destek alıp sorunlara erken müdahale edip ilişki kalitesini artırabiliyorlar. 

14. Daha ilişkimize yeni başladık, evlendik. Daha baştan böyle bir terapi sürecine girmek sorunları abartmaya ve kötü bir tada neden olur. Ne gerek var.

Sorunlara ne kadar erken müdahale edilirse çözüm o kadar kolay olmaktadır.

Bu yüzden de ülkemizde pek yaygın olmasa da yurt dışında birkaç seanslık evlilik öncesi danışmanlık programları vardır.

Kendi anne-baban muhtemelen yakın ilişki kurma konusunda pek de iyi modeller değildir. 

O yüzden de ideal-sağlıklı bir ilişki nasıl kurulabilir? konusunda model olması açısından bu tür çalışmalar faydalı olacaktır.

Çift terapisi, kendi anne-babanızın model olma anlamında eksik kaldığı, sıkışacağınız noktaları şimdiden tespit edip kırgınlıkların birikmeden kaliteli bir ilişkiyi nasıl yaşayabileceğinizi öğrenme ve uygulama fırsatı verebilir. 

15. Ben bitirmeye karar verdim. Bu konuda da çok netim. Gitmenin anlamı yok.

Ayrılma kararını uzun süre önce vermiş ve artık bu konuda çok net hissediyor olabilirsiniz.

Eğer eşiniz aynı noktada değilse ve nasıl bu aşamaya geldiğinizi anlamlandıramıyorsa ilişkinizi analiz etmek açısından da çift terapisi desteği alabilirsiniz.

Çift terapisi sadece ilişkiyi kurtarma gibi bir amaç taşımaz.

Sizin birbirinizi anlamanızı ve ona göre hareket edebilmenize de yardımcı olur. 

Çift terapisi ayrılık sürecinin çirkinleşme olasılığını ve sonraki süreçte suçluluk duygusu içine kapılmayı önleme açısından faydalı olabilir.

Böylece ayrılık kararı iki tarafın da içine daha kolay sinebilir. 

16. Evrimsel kadın erkek rolleri ve hipergami bakış açısına göre çift terapisinin verimli olmayacağını düşünüyorum. Çift terapisiyle erkekler beta erkek haline getirilmeye çalışılıyor. Böyle bir uğraş faydasız olacaktır çünkü arada çekim enerjisi tetiklenemeyeceltir.

Kadın-erkek ilişki dinamiklerinin cinsiyet özelliklerine göre ele alındığı bir yaklaşım son zamanlarda popüler olmaya başlıyor.

Çift terapisi bu yaklaşıma inanan kişiler için de faydalı olabilir.

Hem bu ilişki dinamiğini anlamak hem de kendini net şekilde ortaya koyup kendin olabilmek adına uygun iletişim yollarını öğrenme konusunda çift terapisi iyi bir şans sağlayabilir.

Yüksek değerlere sahip olduğunu düşünen birisinin zaten ilişkide uygun bir iletişim becerisine ve netliğe sahip olması beklenir.

Arada iletişim sorunları varsa yüksek değer olduğunu düşünen kişinin mevcut beceri kapasitesini sorgulaması ve kişisel gelişime açık olması önemlidir. 

Çift terapisi yardımıyla partnerler cinsiyet özelliklerinin dinamiklerine uygun davranmalarının aradaki çekime olası yansımalarını deneyimleme fırsatı bulabilir, buna yönelik açık bir farkındalığa ulaşabilirler.

Tabii ki çift terapistinin bu akım hakkında bilgi sahibi olması bu tür bir çalışma yapılabilmesi için de önemlidir. 

Buraya kadar en sık karşılaştığımız, çift terapisine ön yargı yaratan dirençli düşüncelerden bahsettim.

Başka aklına takılan bir şey varsa yorumlar bölümünde yaz buna yönelik başka bir yazı da hazırlayabilirim ya da uygunsa kısaca yazılı olarak cevaplamaya çalışırım. 

Eğer genel hatlarıyla tüm sorularına cevap bulduysan iyi bir uzman bulup çift terapisi desteği sürecine girmeni öneririm.

En azından ilk değerlendirme sürecini atlatıp büyük resmi daha net görmeye başlayana kadar birkaç seanslık bir destek alabilirsiniz.

Buraya kadar okuduysan ilişkinde kırmızı alarma doğru giden sorunların olduğunun farkına varmaya açık olduğunu tahmin ediyorum.

İçinden bir ses yaşadığın sorunları önemini düşük seviyede göstermeye çalışsa da ilişkideki sorunların giderek artan oranda hayatının her alanını etkilemeye başladığını göreceğin bir noktaya gelebilirsin.

Bu konuda dikkatli olmanı öneririm. 

İlişki sorunlarında 3 seçenek var.

Hiç bir şeyi değiştirmeden aynı şekilde devam etmek, ayrılmak ya da bir şeyleri eskisinden daha farklı yapmaya çalışmaktır.

Bu hayat ve tercih tabii ki senin.

Ben sadece seçeneklerinin neler olduğuna işaret ediyorum.

Bunu acısıyla tatlısıyla yaşayacak olan kişi sensin.

Eğer kendini yakınma ve kurban modunda bulmaya başladıysan sorumluluk alıp bir şeyler yapmanın vakti gelmiş demektir. 

Bu yazıyı tekrar okuyup zihnini daha fazla netleştirmeye ihtiyacın olabilir.

Bu düşünme süresi içerisinde önerebileceğim başka yazılar da var.

Bunlardan bir tanesi Evlilik sorunlarında verebileceğin 3 kararın ve sonuçlarının ne olduğunu anlattığım yazı; kararsızlık yaşıyorsan ya da aldığın karar tam içine sinmiyorsa faydalı olabilir.

Diğer önerdiğim yazı, çift ve evlilik terapisini 3 aşamada anlattığım bir konuyu içeriyor. Çift terapisinin nasıl yapılacağı konusunda tüm aşamaları net şekilde anlamanı sağlayacaktır. 

Önereceğim diğer bir yazı, benim de çok sevdiğim duygu odaklı çift terapisini anlattığım yazım.

Özellikle kaygılı ve kaçıngan bağlanma stilleri konusu hakkında bilgi sahibiysen bağlanma kuramını temel alan bu terapi yaklaşımı hakkında bilgi sahibi olman çift terapisine karar verme konusundaki bazı soru işaretlerini cevaplandırma da faydalı olacaktır.

Bu seride okumanı önerdiğim diğer bir yazı ise çift terapisinin gerçekten işe yarayıp yaramadığını detaylı şekilde 3 senaryo üzerinden anlattığım bir yazım.

Hala çift terapisi bizim durumumuzda ne işe yarar ki? şeklinde soru işaretleri kafanı kurcalıyorsa bu yazımı da kesinlikle okumanı öneririm.

Uzm. Psk. Cem Gümüş

Kaliteli Yaşam Danışmanlığı ve Travma Terapisi/EMDR özel çalışma alanlarımdır.

Psikolojik güçlükler ve kişisel gelişime yönelik birçok içerik (kitap ve online eğitimler vb.) paylaşıyorum.

İçeriklere ulaşmaya başlamak için buraya tıklayabilirsiniz.

Kendinin Terapisti Ol Kitabı

psikolog kitapları öneri kendinin terapisti ol

Daha Kaliteli Bir Yaşam İçin
4 Basamaklı Uyan Yöntemini
Nasıl Kullanabileceğinizi Öğrenin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir