Kendini başkalarıyla karşılaştırmak insan olmanın doğal bir özelliği. İnternet ve sosyal medyanın etkisiyle bu daha da kolaylaştı.
Ancak önemli olan, kendini huzurla ve kendine olan saygını kaybetmeden nasıl karşılaştırabileceğindir.
Eş, arkadaş, her türlü rolde kendini başkalarıyla karşılaştıran yüzlerce kişiyle çalıştım ve bu deneyimlerime dayanarak, üç farklı olasılık üzerinden bu konuya nasıl daha net adımlar atabileceğini ve huzur duyabileceğini paylaşacağım.
Kendini başkalarıyla karşılaştırmak her zaman kötü olmak zorunda değil.
Hatta başarının, iyi hissetmenin ve mutluluğun sırrı buna dayanabilir.
Çünkü karşılaştırma, model almanı, fikir edinmeni, ilham kaynağı olmanı ve sosyal olarak kabul gören modelleri anlamanı sağlar.
Bizler sosyal canlılarız ve bu pratiklerin neler olduğunu anlamada karşılaştırma faydalıdır
Örneğin bir anne, başka bir annenin çocuğuna daha iyi baktığını, daha iyi disipline ettiğini düşünebilir. Bu, örnek almasına ve kendinde bir şeyleri fark etmesine yardımcı olabilir.
Ancak, bu karşılaştırma yargılayıcı ve kendini kötü hissettiriyorsa, ters teper ve iç huzursuzluğa, değersizlik hissine neden olur.
Örneğin, ünlü bir kişiysen ve senden daha karlı işler yapan, daha popüler, daha kaliteli işler yapan, daha fazla takipçisi olan başka ünlüler varsa, onlarla kendini karşılaştırdığında tatminsizlik ve yetersizlik hissedebilirsin.
Şükretmen gerektiğini düşünsen bile kendini yargılamaktan alıkoyamayabilirsin.
Bu hislerin kökenlerini anlamak önemlidir. Birçok sorunun temelinde çocukluk deneyimleri yatar.
Özellikle yargılandığın, komşu çocuklarıyla kıyaslandığın durumlarda, olduğun halinle kendini kabullenmemeyi öğrenmiş olabilirsin.
Koşullu bir sevgi olduğunu, diğerlerinin daha başarılı, daha atletik, daha sosyal olduğunu, senin daha içe dönük ve yetersiz olduğunu düşünerek bir rekabet içindeysen ve ebeveynlerin hep yetersizliklerine odaklanıp daha iyi olman için seni ittiyse, kendini karşılaştırma nahoş bir tat bırakır.
Sosyal medyada gördüğümüz “mükemmel” hayatlar da karşılaştırmayı tetikler.
Örneğin bir çift, diğerlerinin daha iyi tatillere gittiğini, daha lüks yaşadığını, mükemmel bir çift olduklarını düşünerek kendilerini kıyaslayabilir.
Ancak görünenlerle kendini kıyaslayıp yetersiz hissetmek anlamlı olmayabilir. Karşılaştırdığın kişilerin belki başka özellikleri senden daha iyi ama sen o anda büyük resmi görmüyorsun.
Kendi güçlü taraflarını anlamak bu karşılaştırma süreçlerinde önemlidir.
Peki bu konuya nasıl yaklaşabilirsin? Kendini kiminle kıyaslamalısın?
Kendimizi eski versiyonumuzla kıyaslamanın çok daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Bunu üç olasılık üzerinden anlatacağım:
- Daha İyisin: Kilo verme veya fit olma hedefindeysen ve attığın adımlar sonuç verdiyse, eski versiyonundan daha iyiysen harika, aynen devam.
- Aynı Ama Mutlusun: Aşağı yukarı benzer kilodasın ama kendini kabulleniyorsun, mutlusun, iyi hissediyorsun. Sorun yok, devam edebilirsin.
- Aynı veya Daha Kötüsün ve Mutsuzsun: Bu durumda iç huzursuzluk hissediyorsun. Hedeflediğin noktada ilerlemediğini görüyorsun. Bunu analiz etmeli, neden böyle olduğunu anlamalısın. Bu rahatsızlık hislerini bastırmamalısın. Çünkü bu rahatsızlık seni geliştirecek, büyütecek, güçlü taraflarını daha da güçlendirecek veya farkında olmadığın noktaları ön plana getirecektir.
Geliştiremiyorsan ve kabullenemiyorsan, iç dünyanda kendinle helalleşmelisin.
İnsan çok iyi olabilir, standartları çok yüksek tutabilir ama bu her konuda olamaz.
Bir konuda çok iyi olmayı istiyorsan büyük fedakarlıklar yaparsın ve bu fedakarlıklar hayatının başka alanlarından götürecektir.
Bunun bilincinde olarak hareket ediyorsan tamam. Karşılaştırmalarda kendine karşı adil olman, olanı kabullenebilmen ve onurlandırman önemlidir.
Bazen becerilerin yetersiz olabilir, sınırlarını zorluyorsundur ve daha fazlası için zamanın, imkanın veya gücün yoktur. O noktada kabullenmek daha doğrudur.
Örneğin, iş arkadaşın senden daha hızlı terfi alıyorsa, kendini yetersiz görebilirsin.
Ancak belki de o, belli konularda senden daha fazla fedakarlık gösteriyordur.
Sen de son bir senede kendini geliştirdiysen bununla gurur duymalısın. Ondan neler öğrenebileceğine odaklanmak çok daha iyi bir yoldur.
İlişkilerde de buna dikkat etmek önemlidir. Belki arkadaşların evleniyor ve sen hala yalnızsın veya partnerin başkalarının partnerleri kadar romantik değil diye yakınıyorsun.
Bu durumlarda ilişkinde gerçekten gelişim alanları neler olabilir ve sen bu konularda neler yapabilirsin diye düşünmen önemlidir.
Yalnızsan, kendinle olan ilişkini ve yalnız kalma kapasiteni geliştirmek ve kişisel gelişimini önemsemek iyi bir yol olabilir.
Kendini geliştirdiğinde, buna uygun birisini de hayatına çekme olasılığın artacaktır.
Yakınmak, başkalarını kıyaslamak ve haset etmek yerine bu tür bir stratejiyle ilerlemek ve bahsettiğim üç olasılık üzerinden kendini analiz edip buna uygun hareket etmek çok daha iyi olacaktır.
Böyle hareket ettiğinde, birileri senden daha iyi olduğunda onlara haset etmek yerine teşekkür edersin çünkü sana bir ışık tutuyorlar, belki düşünmediğin şeyleri fark ettiriyorlar, bir şeyin nasıl yapılabileceğiyle alakalı fikirler veriyorlar.
Bu ışığı alıp kendi yolunda devam etmelisin. Unutma ki her yıldız kendi etrafını aydınlatır.
Bir yıl öncesine göre şu anda ne açıdan farklı olduğunu, hangi noktalarda daha iyi, aynı veya daha kötü olduğunu analiz etmeni öneririm.
Deneyimlerini ve düşüncelerini yorumlarda paylaşabilirsin. Böylece belki diğer insanlara da ilham olabilir ve belli noktalarda ışık tutabilirsin.