Psikiyatrist, uzman psikolog, klinik psikolog, yaşam koçu, aile dizimi…
Bunlardan birine gitmenin iyi olabileceğini düşünüyorsun ama hangisine? Bir yandan canın sıkkın ama kime, nasıl, neden güvenebilirim gibi konular da kafanı karıştırıyor.
Ülkemizde birçok şey doğru standartlarda uygulanmıyor, hatta ruh sağlığı meslek yasamız bile yok. Bu yüzden de piyasada birçok farklı karışık uygulama olabiliyor.
Ben klinik psikoloji alanında uzmanlaşmış bir psikoloğum, bireysel ve çift terapisi alanında uzmanım. Bunun yanında üniversitede ikinci alan olarak psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümünden de mezun oldum.
Uzun yıllar psikiyatristlerle birlikte çalıştım hastanelerde ve özel kliniklerde. Saygın bir kurumdan yaşam koçluğu eğitimi de aldım.
Kendim bireysel, çift ve grup olarak terapi sürecinden geçtim. Hatta aile dizimi deneyimim de oldu. Kısacası alandaki birçok uzmanlık türünü deneyimleme, gözlemleme ya da uzmanlaşma fırsatım oldu.
O yüzden de bu uzmanlıklar, bu hizmet türleri konusunda kafanın ne kadar karışmış olabileceğini anlayabiliyorum.
Bu yüzden de biraz daha netleşmesi açısından tüm bu hizmet türlerine bütünsel olarak topluca bakarsak, o noktada hangisinden hangi durumlarda faydalanmanız daha netleşecek diye düşünüyorum.
Eğer aynı fikirdeysek devam edebiliriz.
Alabileceğin hizmet türlerini dört ana grupta düşünebiliriz:
- Tıbbi Tedavi: Yaşadığın semptomların fiziksel bir boyutu olmalı; hormonal, yapısal, genetik gibi. Bu hizmeti tıp eğitimi almış hekimler verebilirler.
Bu hizmetin içine özellikle ilaç desteği, bunun yanında beyne belli uyarılar veren TMS ya da EKT (elektrokonvülsif terapi) şok tedavisi gibi ya da müşahede gerektiren yatışlı belli tedaviler, işte bağımlılık tedavisi gibi giriyor.
Psikiyatrik ilaçları aslında tüm hekimler verebilir ilaç yazma yetkileri olduğu için; nörologlar, iç hastalıkları uzmanı, hatta aile hekimleri gibi pratisyen olanlar.
Ancak psikiyatrik ilaçları psikiyatristlerin yazması daha uygun olacaktır.
Çünkü psikiyatrik ilaçlara özel bir şekilde eğitim almışlar, bu konuda deneyimleri var ve psikiyatrik hastalıkları doğru bir şekilde teşhis edip ilaç dozajlarını kişinin mevcut durumuna göre daha iyi ayarlayabilme deneyimlerine sahipler.
Psikiyatristler önce 6 yıllık temel tıp eğitimi alıyorlar. Bu eğitimle birlikte insan vücudunu genel olarak tanıma, bu konuda bir altyapı oluşturma ve bunun üzerine 4 yıllık psikiyatri eğitimi ile psikolojik, psikiyatrik rahatsızlıklara yönelik teşhis ve tedaviye yönelik bir eğitim alıyorlar.
Ancak bu eğitimlerde terapi konusu çok fazla yer verilen bir şey değil. Terapi konusunda belli eğitimler veriliyor ama bunlar tam bir terapist yetiştirme anlamında yeterli midir, değil.
Sonuç olarak hekimler tıp alanında yetiştikleri için tıbbi tedavi noktasında psikiyatristler daha hakimler ve bu konuda uzmanlıklarıyla ön plandadırlar.
Birazdan anlatacağım terapi alanında da tabii ki kendilerini geliştirebilirler. Hatta bir noktadan sonra terapide öyle donanımlı hale gelen psikiyatristler var ki artık tıbbi tedavi uygulamayı bırakıp sadece terapi desteği vermeyi seçebiliyor.
Devlet kurumlarında gittiğin psikiyatristler tabii ki zaman kısıtlılığından dolayı genelde terapistlik becerilerini, bilgilerini geliştirmeye çok fazla odaklanmıyor, bunları uygulama fırsatları çok fazla olmadığı için.
Dolayısıyla oralara gittiğinde tıbbi tedavi ve ağırlıklı bir hizmet alıyoruz.
2. Terapi Hizmeti: Terapi birçok farklı alandan uzmanların uygulayabileceği bir destek türü aslında.
Kişinin sorunlarını anlaması, sorunlarının arka planında neler var, neleri çözümlemesi faydalı olabilir, hayat kalitesini artırması konusunda ne gibi adımlar atabilir bunları fark etmesi ve gerekenleri yapması konusunda kişiye yakın destek veren bir süreçtir.
Yaşam kalitesini artırması, yaşadığı psikolojik güçlüklerin özellikle önemli etkileri varsa bu konularda birçok çalışmanın yapıldığı kompleks bir yardımcı olma hizmetidir.
Kompleks bilgi ve beceriler gerektirdiğinden dolayı temel psikoloji bilgisinin sağlam olması iyi bir terapi hizmeti sunabilmek için çok önemli. Terapi hizmetini kimler verebilir?
Psikiyatristler, psikologlar, psikolojik danışmanlar gibi psikoloji bilimi ile ilgili temel doğrudan eğitim almış kişiler. Tabii bunun istisnaları var, ona birazdan geleceğim.
Az önce de söylediğim gibi psikiyatristlerin temel eğitimlerinde kapsamlı bir terapi eğitimi yoktur.
Terapi eğitimleri sonradan üniversite sonrasındaki özellikle özel eğitimlerle birlikte geliştirilen, öğrenilen bir bilgi ve beceriyi içerir terapi eğitimleri.
Dolayısıyla bu konuda kendini yeterince geliştirmemiş bir psikiyatriste gittiğinde tam bir terapi hizmeti almayacaksın.
Terapi hizmetini veren kişiler tabii ki psikologlar, en yaygın olan hizmet veren kişilere baktığımızda. Şimdi psikologlar temelde 4 yıllık bir eğitim alırlar.
Bu eğitim temel psikolojiye yönelik insanı anlamak, hem bireysel olarak, sosyal olarak, kendi bağlamında birçok farklı açıdan insanı tanımaya yönelik kapsamlı bir eğitim verilir.
Bu 4 yıllık eğitim yalnız terapistliğe yönelik bir eğitim programı değildir. Onun öncesinde zemini sağlamlaştırmak ve derinlik kazandırmak açısından birçok faydalı bilgiyi sağlar.
Belki sen de bunu deneyimlemişsindir, işte ortaokulda, lisede ben düşünürdüm ya bu öğrendiğimiz şeyler ne işimize yarayacak ileride diye.
Lisans psikoloji sürecinde ise öğrendiğimiz her bir bilgi sonraki aşamada terapistlikte özellikle çok faydalı oluyor.
Tabii lise sonrasında hemen üniversiteye geçtiğimizde klinik psikoloji alanındaki diğer konularda bilgiler öğreniyorken bunlar ne işimize yarayacak diye düşünürdüm ama daha sonra terapist olduktan sonra anladım ki insana dair her türlü bilginin yeri ve önemi kesinlikle var.
Bu noktada şunu söyleyebilirim ki 4 yıllık eğitim insanları terapist olarak yetiştirmez. İncelediğin bir kişinin sadece 4 yıllık psikoloji lisans eğitimi aldıysa, bunun üzerine bir yüksek lisans eğitimi almadıysa şüpheci yaklaşman gerekir.
Tabii ki bu işi belki 30 yıllık yapan bir psikolog varsa bunu kenara koyabiliriz. Çünkü eski zamanlarda yüksek lisans programları bu kadar yaygın değildi, kişi bu süreç içinde kendini geliştirmiş olabilir, bunu kenara koyuyorum ancak terapistlik yapabilmek için bir yüksek lisans programından geçmek özellikle çok önemli.
Terapi hizmeti almayı düşündüğün kişiye baktığında başında “uzman” ibaresini görebilirsin “Uzman Psikolog” olarak ama illa bu klinik psikoloji alanında uzmanlaştığı anlamına gelmiyor.
Psikolojinin birçok farklı alt alanı var; gelişim psikolojisi, sağlık psikolojisi, adli psikoloji, sosyal psikoloji, endüstri psikolojisi gibi.
Bunların her biri daha sonraki aşamalarda yüksek lisans programlarında farklı farklı alanlara hizmet eden şekilde dizayn edilmiştir.
Klinik psikoloji alanı doğrudan psikolojik güçlüklerin anlaşılması ve çözümlenmesine yönelik terapistlik becerilerini geliştiren, öğreten bir programdır.
Dolayısıyla başında “uzman” ibaresi gördüğünde bu kişi klinik psikologdur ya da terapisttir diye hemen düşünme.
Tabii ki bu alanlardan mezun olup, yani diyelim ki gelişim psikolojisi alanında yüksek lisans yapan, sonradan terapistliğe kayan kişiler de var, kendilerini sonradan geliştiren ama tercihen klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapmanın birçok avantaj sağladığını söyleyebilirim.
O yüzden de bu alandaki kişileri daha önceliklendirme düşünebilirsin. Ama dediğim gibi terapi alanında kendini sonradan yetiştirmiş birçok eğitimler almışsa kişi bu bir avantaj sağlayacaktır.
Klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapmış ki yüksek lisans programları da 2 yıllık yoğunlaştırılmış programlardır.
Bu 2 yıllık eğitimin sonrasında klinik psikologlar hafif ya da orta dereceli psikolojik güçlükler yaşayan kişilerle bağımsız bir şekilde çalışabilir ama sıkıntı derecesi yüksek kişilerle de psikiyatristlerin denetiminde ve yönlendirilmesiyle birlikte çalışabilir, terapi desteği verebilir.
Gelelim psikolojik danışmanlık kısmına. Psikolojik danışmanlık ve rehberlik diye bir bölüm var eğitim fakültelerinde veriliyor üniversitelerde. Bu da 4 yıllık bir eğitim.
Psikoloji temel bilgileri veriliyor ama daha ağırlıklı olarak çocuklara yönelik, çocuk ve ergenlerin gelişim süreçleri ağırlıklı şekilde çalışılıyor burada ve bu alandan mezun olan kişiler de okullarda, eğitim kurumlarında çocukların oradaki öğrencilerin gelişim süreçlerine destek olabilmek, yaşadıkları streslerle başa çıkmalarında rehberlik edebilmek, kariyer seçimlerinde yardımcı olabilmek ve onların ailelerine de belli eğitimler düzenlemek şeklinde belli görevleri var.
Yani ağırlıklı olarak aslında eğitim kurumlarında çalışmak üzere eğitiliyor.
Bu çerçevenin dışında birçok kişiye yardımcı olabilecek terapistlik becerilerini geliştirmek isteyen, bu bilgileri artırmak isteyen, bu kimliğe ulaşmak isteyen kişiler de sonradan klinik psikoloji alanında yüksek lisans yaparak alan değişikliği yapabiliyorlar.
Ancak psikolojik danışmanlık alanında yüksek lisans yapıp sonrasında terapi eğitimleri almak da mümkün olabiliyor bazı programlar bu konuda eğitimler verebiliyor.
Dolayısıyla kişi eğer kendini geliştirdiyse psikolojik danışmanlık alanında yüksek lisans yapıp sonradan terapi eğitimleri alıp terapistlik de verebilir.
Tabii ki danışmanlık demişken aile danışmanlığı konusundan da biraz bahsedeyim.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı olarak çalışıyor aile danışmanları aile danışmanı olmak için herhangi bir psikoloji altyapısına ihtiyaç yok.
Yani birçok farklı lisans mezunu kişi de bu tür bir eğitimi alıyor birkaç saatlik bir eğitimden oluşuyor.
Aile danışmanlığı ve bunun sonrasında ailelere yaşadıkları stresler, güçlüklerle başa çıkabilmeleri konusunda destek olabiliyor. Aile terapisinin bir nevi daha hafif versiyonu olarak düşünebiliriz.
Psikoloji altyapısı gerektirmediği için biraz tereddüte neden olabiliyor. Daha doğrusu kalite anlamında verilen hizmette, aile danışmanının arka plandaki eğitimleri, donanımı kendini ne kadar geliştirdiği, belli becerilerde ne kadar iyi olduğu konusu burada çok önem kazanıyor.
Ama kendini iyi yetiştirmiş ve sınırlarını iyi bilen bir aile danışmanı da tabii ki senin durumunda, özellikle bu tür sorunlara sahipsen fayda sağlayabilir.
3. Yaşam koçluğu: Yaşam koçluğu üçüncü ana hizmet türü diyebiliriz.
Ama bu yaşam koçluğu konusu biraz karışık olabiliyor. Nedeni de sınırlar konusunda belli sorunlar olabiliyor.
Normal şartlarda yaşam koçluğu insanların yaşam kalitesini artırma konusunda, belirgin sorunu olmasa bile potansiyellerine, hedeflerine ulaşmak, yaşamda yaşadıkları belli konularda isteklerine ulaşmak konusunda yardımcı olabilen bir hizmet türü.
Aslında kariyer, ilişki, eğitim, yöneticilik gibi alanlarda koçluk hizmetleri verilebiliyor.
Kompleks bilgi ve beceriler gerekmiyor, yaşam koçluğunu uygulayabilmek için.
Dolayısıyla psikoloji bilimi altyapısı olmadan da birkaç saatlik eğitimlerle yaşam koçu olarak hizmet verebilmek mümkün.
Genelde gözlemlediğim şey beyaz yaka işlerinden bunalan ya da ikinci baharını yaşamak isteyen kişiler daha sonraki yaşlarında bu tür eğitimler alıp yaşam koçu oluyorlar ve insanlara destek olmaya çalışıyorlar.
Bu durumun kendine göre dezavantajları olabilir. Ama avantajları da olabilir. O bilgi birikimi, deneyimi, bakış açısı anlamında belki bir derinlik sağlayabilir.
Ama derinlikli çalışma konusu terapinin sınırlarına giren bir konu. Yaşam koçluğu hizmetinde terapistlerin aksine, geçmiş yaşantılara odaklanılan bir çalışma yapılır.
Terapide de şimdi ve geleceğe odaklanılan bir çalışma vardır. Aslında buradan şu anlaşılmasın, sadece geçmişe odaklanılır, bütünsel bir şekilde kişinin ihtiyacına uygun çalışılır.
Yaşam koçluğu hizmetinde ise belirgin bir sorun olmaması, psikolojik bir güçlük olmaması burada önemli bir kriterdir.
İşte bu noktada hatlar biraz karışabilir. Terapi hizmetinin sınırlarına girmeyen konularda insanlar destek aldıklarında fayda görebiliyorlar.
Ben bunun örneklerini gözlemledim. İyi bir şekilde yaşam koçluğu hizmeti veren yaşam koçları içinde kendilerini geliştirmişler ve gelişmiş ülkelerde de yaşam koçluğu, tanınan, bilinen ve saygın olan bir hizmet türü.
Aslında ülkemizdeki uygulamalarda belli sınır ihlalleri olabildiğini görüyorum. Mesela teta healing, acces bars, nefes terapisi gibi belli yaklaşımları öğrenip bu yaklaşımları travma terapisi olarak kullanan yaşam koçları olduğunu gözlemledim.
Burada yaşam koçluğunun sınırının dışına çıkan sulara doğru giriliyor ve bundan dolayı zarar gören, travmatize olan kişiler de var.
Hatta bana gelenleri olduğunu da gördüm. Biraz oradan da gözlemledim.
Dolayısıyla bu bilinçaltı temizliği denilen çalışmaları da yapan grup benim temkinli şekilde yaklaştığım grup diyebilirim.
4. Alternatif Yaklaşımlar: Buradan alternatif yaklaşımlara doğru geçiş yapalım:
alternatif yaklaşımları, alternatif tıp gibi düşünebiliriz.
Bilimsel yaklaşımlarda derman bulamayan kişilerin başvurdukları alternatif yöntemler. Bilimsel yaklaşımlara önyargıları olan kişiler de bu bu tür destekler alabiliyorlar.
Bunun içine neler girebiliyor? Regresyon terapisi, aile dizimi, kadim bilgelikler, doğum haritası gibi belli uygulamaların olduğu bir sürü farklı yaklaşım.
Bunların bir çoğuyla alakalı olarak benim doğrudan deneyimim yok. O yüzden çok fazla ahkam kesemeyeceğim ama sonuç olarak ben bilimsel yöntemleri kullanan bir uzman olarak bu konuda belli kırmızı çizgilerim var.
Ama çok katı bir şekilde, önyargılı mıyım? Değilim açıkçası!
Aile dizimi konusunda bir deneyimim oldu. Aile dizimi bilimsel olarak ispatlanabilen diyemeyiz ancak kendi çerçevesinde, insanın kendiyle ilgili düşünebileceği sembolik de olsa belli malzemeler verebildiğini gözlemledim.
Aile dizimi kendisine bir terapi yaklaşımı olarak da adlandırmaya, bir nevi kişinin kendini keşfetmesine aracılık eden bir süreç.
Temkinli olunmasında fayda var diye düşünüyorum. Eğer bu yaklaşım iyi bir şekilde yönetilirse enteresan sonuçları beraberinde getirebilir.
Aile dizimini aynı zamanda terapist olarak sonradan öğrenmiş ve uygulayan, bunları bütünleştiren kişiler de var. Gayet güzel sonuçlar da alabiliyorlar.
Ama dediğim gibi uygulayan kişinin yetkinliği, donanımı çok önemli. Bu yüzden de temkinli olunmasında fayda var.
Bu hizmetlerle ilgili deneyimlerini, görüşlerini, düşüncelerini aşağıdaki yorumlarda paylaşırsan sevinirim. Buna göre konuyu biraz daha detaylandırabilirim. Daha fazla ayrıntı verebilirim.
Gideceğin uzmana karar vermiş olabilirsin ama araştırdığın uzmanı nasıl daha detaylı analiz edebilirsin?
Bu konuyu merak ediyorsan konuyla ilgili detaylı bir yazı hazırladım. Doğru uzmanı bulmak başlıklı bu yazıyı okuyabilirsin. Tekrar görüşmek üzere